5 Şubat 2013 Salı

Safranbolu'da Gezerken


Safranbolu'nun benim için anlamı herhangi bir yerden çok daha fazla. 18 yılımı geçirdiğim Karabük'e 9 km mesafedeki Safranbolu'ya belki bin defa gitmişimdir. Birçok yerinde yemek yemiş bütün sokaklarından defalarca geçmişimdir. Fakat hala her gidişimde beni çok mutlu eder bu sokaklar. Hala yeni detaylar keşfederim.

Benim için Safranbolu Mümtazlar Konağı'nda nargile keyfi yapmak, sokaklarında ikram edilen lokumları bayılıncaya kadar yemek, Boncuk'ta kahve içmek, Demirciler Çarşısı'nda ustalarla muhabbet etmek, Bağlar gazoz içmek, cam ustası amcayı hayranlıkla izlemek, yemenicilere girip deri kokusunu içime çekmek, Arasna Bar'da eller havaya yapmak, Bağlar'dan geçerken "Ah şöyle bir konağım olsa..." demek, Merabası Yanında'da saatlerce boş boş oturmak, lunaparkta saatler harcamak, Cimbek'teki yaşlı köpeği sevmek, Ata Merkez'de ağlayan pasta yemek, Kilcioğlu'nda pidenin dibine vurmak ve bunun gibi daha bir çok yaşanmışlıktır. Hal böyleyken Safranbolu'yu gezecekler için kısacık bir yazıda önerilerimi nasıl sıralayacağım bilemiyorum.



Safranbolu tarihi antik çağlara dayanır. Homeros'un ünlü İlyada destanında Paphlagonia olarak anılır adı. Paphlagonia günümüzdeki Bartın, Karabük, Kastamonu, Sinop, Çankırı illerini kapsayan bir alandır. Yörede sırası ile Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. Tarih boyunca farklı adlar alan Safranbolu hakkındaki en eski yazılı kayıtlar Bizans dönemine dayanır. Şehrin bu dönemdeki adı Dadybra'dır. 1196 yılında Selçuklu döneminde kentin adı Zalifre olmuştur. İlerleyen zamanlarda Safranbolu hakkındaki en önemli yazılı kaynak İbni Battuta Seyahatnamesi'dir.  Battuta Fas asıllı bir seyyah... 1300'lerin başında Safranbolu'ya gelen Battuta buradan Borlu diye bahseder. Borlu kelimesinin kökeni Borgludur. Bir yaklaşıma göre Borg eski latincede kale anlamına gelir, Borglu-Borlu-Bolu olarak dönüşerek bugünkü kullanımına ulaşır. Diğer bir iddiaya göreyse o dönem için Anadolu'da latince  sözcüklerin kullanılmadığına dikkat çekilir ve Borglu kelimesinin kökeninin Eski Uygur Türkçesi'ne dayandığı ve bağ, üzüm, şarap gibi anlamlara geldiği belirtilir. Safranbolu Borlu'dan başka Zağfiran-ı Borlu, Zafranbolu olarak anılmış ve en son Safranbolu halini almıştır.

Safranbolu'da yerleşim yazlık ve kışlık olarak iki bölgeden oluşur. Bugün popüler olan, eski çarşıların bulunduğu kısım Safranbolu'nun kışlık kısmıdır. Bu bölge daha çukurdur ve kış için daha korunaklı ve ılıktır. Yazları ise Safranbolulular Bağlar'daki konaklarda yaşarlar. Bu evlerin bahçeleri daha geniş, rüzgarı daha boldur.

Safranbolu denince akla ilk evleri gelir. Bu evlerdeki mimari detaylar o dönemin yaşam tarzı hakkında birçok bilgi veriyor. Örneğin hiçbir ev diğerinin önünü kapatmaz, bu şekilde herkes eşit şartlarda sokaktan faydalanır. Evler kalabalık ailelere göre tasarlandığından oldukça büyüktür. Harem-selam düzeni vardır. Safranbolu evlerinde kapı girişinde iki farklı tokmak bulunur. Ev halkından olmayan kadınlar ve erkekler ayrı tokmaklar kullanırlar, böylece evdekiler kapıyı açmadan önce hazırlanabilirler. Gün içinde kapılar kilitlenmez, ancak ev uzun süre boş kalacaksa, mesela yazlık eve gidildiyse kapıdaki iki halka arasına bir ip ya da zincir asılır, böylece gelenler evde kimsenin olmadığını anlarlar.

Safranbolu evlerinin iç mekanlarını görebileceğiniz çeşitli gezi evleri yer alıyor. Ben Kaymakamlar Konağı'nı tercih ettim. Burada bir rehber eşliğinde tüm konağı gezebilirsiniz.


Evlerde banyo olarak yüklük kullanılırmış.
Selamlık


Harem-Selam arasında yemek servisini sağlayan dönme dolap

Safranbolu'da en çok zaman ayırdığım yer elbette sokaklar. Arasta çarşısı el sanatlarına göre ayrılmış sokaklardan oluşuyor. Demirciler, Yemeniciler...







Safranbolu'ya gitmişken Boncuk'a uğramadan olmaz. Buranın diğer adı Lonca kahvesi. Mükemmel bir Türk kahvesi içmek isterseniz mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Türk kahvesini su ve şerbet ile ikram ediyorlar. Yanında da halk müziği... Müzisyenler Safranbolu Halk Kültürü Derneği üyeleri. Birçoğu Karabük Üniversitesi öğretim üyeleri, bir kısmı ise farklı mesleklere sahip. İşten çıkıp buraya geliyor ve halk kültürünü yaşatmak için çalışıyorlar.









Safranbolu'da yemek için önereceğim iki yer var. Biri Kıranköy'de yani yeni Safranbolu'da Kilcioğlu Pide, diğeri Çevrikköprü. Çevrikköprü'nün Eski Çarşı'da şubesi var, asıl yeriyse Kastamonu yolu üzerinde. Zamanınız varsa Kastamonu yolu üzerindekine gidip kuyu kebabını tadın. Sabah saatleriyse köy çörekli tereyağlı bir kahvaltı çekin kendinize.

Yazım sonsuza doğru uzarken "Özet geç özet..." dediğinizi duyar gibiyim. Ben en iyisi bir liste yapayım, yerlisinin gözünden; siz de aralarından seçip beğenip gidin.

Gezme Listesi:
Arasta (Eski Çarşı)
Müze
Hükümet Konağı
Yörük Köyü
Bulak Mağarası
Bağlar
Hıdırlık Tepesi
Uçak
Yazıköy Kanyonu
İncekaya Su Kemeri

Tatma Listesi:
Pide
Bükme
Safranbolu simidi
Bağlar gazoz
Lokum
Yaprak helva
Türk kahvesi
Bükme
Etli yaprak sarması
Kuyu kebabı

Alma Listesi:
Demirciler çarşısından antika parçalar
El dokuması örtü
Safran (1 gr. 10 lira, ona göre!)
Çifte kavrulmuş lokum
Safranlı lokum
Dövme kahve
Takı incik boncuk

Mekan listesi:
Cimbek: Bağlar'da, hava güzelse birkaç saat bahçesinde oturun
Çevrikköprü: Tüm yemekleri güzeldir, yemekten önce gelenler de yemeklerle yarışır, yerken kendinizi kaybetmeyin.
Merabası Yanında: Kıranköy'den Bağlar'a giderken sağınızda kalacak. Her çayın yanında bir merhaba getiren sahibi nedeniyle bu isme sahip.
Kilcioğlu: Kıymalı ya da kuşbaşılı pide deneyin, 1,5!
Boncuk (Lonca Kahvesi): Bir akşam ayırabilirsiniz, kahve için, karışık bitki çaylarından deneyin, müzisyenlere eşlik edin.

Gördüklerinizi bana da anlatın, yeni yerler keşfederseniz haber verin.

Sevgiler :)



2 yorum:

  1. Bir başka gerçekten başarılı gezi yazısı daha, tebrik ederim... Sizde gezmenin tutkusu var, yazılarınızdan bunu çıkardım. Pek çok gezi bloğunda yapılan şu, ben şunu da yedim ohh,şu gördüm ohh!! EE tamam ohh da sana oh, bana bişey katmadın ki, ya da bana yeni bir şey söylmedin bahsettiğin yerle ilgili. Pek çok bilgi copy paste...Ama sizin yazılarınız, yeni bilgiler aktarıyor, çok başarılısınız. Kısaca özgün ve içten...

    YanıtlaSil

5 Şubat 2013 Salı

Safranbolu'da Gezerken


Safranbolu'nun benim için anlamı herhangi bir yerden çok daha fazla. 18 yılımı geçirdiğim Karabük'e 9 km mesafedeki Safranbolu'ya belki bin defa gitmişimdir. Birçok yerinde yemek yemiş bütün sokaklarından defalarca geçmişimdir. Fakat hala her gidişimde beni çok mutlu eder bu sokaklar. Hala yeni detaylar keşfederim.

Benim için Safranbolu Mümtazlar Konağı'nda nargile keyfi yapmak, sokaklarında ikram edilen lokumları bayılıncaya kadar yemek, Boncuk'ta kahve içmek, Demirciler Çarşısı'nda ustalarla muhabbet etmek, Bağlar gazoz içmek, cam ustası amcayı hayranlıkla izlemek, yemenicilere girip deri kokusunu içime çekmek, Arasna Bar'da eller havaya yapmak, Bağlar'dan geçerken "Ah şöyle bir konağım olsa..." demek, Merabası Yanında'da saatlerce boş boş oturmak, lunaparkta saatler harcamak, Cimbek'teki yaşlı köpeği sevmek, Ata Merkez'de ağlayan pasta yemek, Kilcioğlu'nda pidenin dibine vurmak ve bunun gibi daha bir çok yaşanmışlıktır. Hal böyleyken Safranbolu'yu gezecekler için kısacık bir yazıda önerilerimi nasıl sıralayacağım bilemiyorum.



Safranbolu tarihi antik çağlara dayanır. Homeros'un ünlü İlyada destanında Paphlagonia olarak anılır adı. Paphlagonia günümüzdeki Bartın, Karabük, Kastamonu, Sinop, Çankırı illerini kapsayan bir alandır. Yörede sırası ile Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. Tarih boyunca farklı adlar alan Safranbolu hakkındaki en eski yazılı kayıtlar Bizans dönemine dayanır. Şehrin bu dönemdeki adı Dadybra'dır. 1196 yılında Selçuklu döneminde kentin adı Zalifre olmuştur. İlerleyen zamanlarda Safranbolu hakkındaki en önemli yazılı kaynak İbni Battuta Seyahatnamesi'dir.  Battuta Fas asıllı bir seyyah... 1300'lerin başında Safranbolu'ya gelen Battuta buradan Borlu diye bahseder. Borlu kelimesinin kökeni Borgludur. Bir yaklaşıma göre Borg eski latincede kale anlamına gelir, Borglu-Borlu-Bolu olarak dönüşerek bugünkü kullanımına ulaşır. Diğer bir iddiaya göreyse o dönem için Anadolu'da latince  sözcüklerin kullanılmadığına dikkat çekilir ve Borglu kelimesinin kökeninin Eski Uygur Türkçesi'ne dayandığı ve bağ, üzüm, şarap gibi anlamlara geldiği belirtilir. Safranbolu Borlu'dan başka Zağfiran-ı Borlu, Zafranbolu olarak anılmış ve en son Safranbolu halini almıştır.

Safranbolu'da yerleşim yazlık ve kışlık olarak iki bölgeden oluşur. Bugün popüler olan, eski çarşıların bulunduğu kısım Safranbolu'nun kışlık kısmıdır. Bu bölge daha çukurdur ve kış için daha korunaklı ve ılıktır. Yazları ise Safranbolulular Bağlar'daki konaklarda yaşarlar. Bu evlerin bahçeleri daha geniş, rüzgarı daha boldur.

Safranbolu denince akla ilk evleri gelir. Bu evlerdeki mimari detaylar o dönemin yaşam tarzı hakkında birçok bilgi veriyor. Örneğin hiçbir ev diğerinin önünü kapatmaz, bu şekilde herkes eşit şartlarda sokaktan faydalanır. Evler kalabalık ailelere göre tasarlandığından oldukça büyüktür. Harem-selam düzeni vardır. Safranbolu evlerinde kapı girişinde iki farklı tokmak bulunur. Ev halkından olmayan kadınlar ve erkekler ayrı tokmaklar kullanırlar, böylece evdekiler kapıyı açmadan önce hazırlanabilirler. Gün içinde kapılar kilitlenmez, ancak ev uzun süre boş kalacaksa, mesela yazlık eve gidildiyse kapıdaki iki halka arasına bir ip ya da zincir asılır, böylece gelenler evde kimsenin olmadığını anlarlar.

Safranbolu evlerinin iç mekanlarını görebileceğiniz çeşitli gezi evleri yer alıyor. Ben Kaymakamlar Konağı'nı tercih ettim. Burada bir rehber eşliğinde tüm konağı gezebilirsiniz.


Evlerde banyo olarak yüklük kullanılırmış.
Selamlık


Harem-Selam arasında yemek servisini sağlayan dönme dolap

Safranbolu'da en çok zaman ayırdığım yer elbette sokaklar. Arasta çarşısı el sanatlarına göre ayrılmış sokaklardan oluşuyor. Demirciler, Yemeniciler...







Safranbolu'ya gitmişken Boncuk'a uğramadan olmaz. Buranın diğer adı Lonca kahvesi. Mükemmel bir Türk kahvesi içmek isterseniz mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Türk kahvesini su ve şerbet ile ikram ediyorlar. Yanında da halk müziği... Müzisyenler Safranbolu Halk Kültürü Derneği üyeleri. Birçoğu Karabük Üniversitesi öğretim üyeleri, bir kısmı ise farklı mesleklere sahip. İşten çıkıp buraya geliyor ve halk kültürünü yaşatmak için çalışıyorlar.









Safranbolu'da yemek için önereceğim iki yer var. Biri Kıranköy'de yani yeni Safranbolu'da Kilcioğlu Pide, diğeri Çevrikköprü. Çevrikköprü'nün Eski Çarşı'da şubesi var, asıl yeriyse Kastamonu yolu üzerinde. Zamanınız varsa Kastamonu yolu üzerindekine gidip kuyu kebabını tadın. Sabah saatleriyse köy çörekli tereyağlı bir kahvaltı çekin kendinize.

Yazım sonsuza doğru uzarken "Özet geç özet..." dediğinizi duyar gibiyim. Ben en iyisi bir liste yapayım, yerlisinin gözünden; siz de aralarından seçip beğenip gidin.

Gezme Listesi:
Arasta (Eski Çarşı)
Müze
Hükümet Konağı
Yörük Köyü
Bulak Mağarası
Bağlar
Hıdırlık Tepesi
Uçak
Yazıköy Kanyonu
İncekaya Su Kemeri

Tatma Listesi:
Pide
Bükme
Safranbolu simidi
Bağlar gazoz
Lokum
Yaprak helva
Türk kahvesi
Bükme
Etli yaprak sarması
Kuyu kebabı

Alma Listesi:
Demirciler çarşısından antika parçalar
El dokuması örtü
Safran (1 gr. 10 lira, ona göre!)
Çifte kavrulmuş lokum
Safranlı lokum
Dövme kahve
Takı incik boncuk

Mekan listesi:
Cimbek: Bağlar'da, hava güzelse birkaç saat bahçesinde oturun
Çevrikköprü: Tüm yemekleri güzeldir, yemekten önce gelenler de yemeklerle yarışır, yerken kendinizi kaybetmeyin.
Merabası Yanında: Kıranköy'den Bağlar'a giderken sağınızda kalacak. Her çayın yanında bir merhaba getiren sahibi nedeniyle bu isme sahip.
Kilcioğlu: Kıymalı ya da kuşbaşılı pide deneyin, 1,5!
Boncuk (Lonca Kahvesi): Bir akşam ayırabilirsiniz, kahve için, karışık bitki çaylarından deneyin, müzisyenlere eşlik edin.

Gördüklerinizi bana da anlatın, yeni yerler keşfederseniz haber verin.

Sevgiler :)



2 yorum:

  1. Bir başka gerçekten başarılı gezi yazısı daha, tebrik ederim... Sizde gezmenin tutkusu var, yazılarınızdan bunu çıkardım. Pek çok gezi bloğunda yapılan şu, ben şunu da yedim ohh,şu gördüm ohh!! EE tamam ohh da sana oh, bana bişey katmadın ki, ya da bana yeni bir şey söylmedin bahsettiğin yerle ilgili. Pek çok bilgi copy paste...Ama sizin yazılarınız, yeni bilgiler aktarıyor, çok başarılısınız. Kısaca özgün ve içten...

    YanıtlaSil