30 Ocak 2013 Çarşamba

Kahvenin Hikayesi




Şeytan kadar siyah,
Cehennem kadar sıcak,
Melek kadar saf,
Aşk kadar tatlı…


Böyle tarif etmiş zamanında kahveyi Charles Maurice Talleyrand



Kökeni Arapça “gahwah” kelimesinden gelen, anlamı “keyif veren içki”olan kahve, Avrupa’da café, caffe, koffie, coffee şeklinde kullanılıyor.

Kahve hikayesinin başlangıcıyla ilgili çeşitli hikayeler var. Hiçbiri için kesin kanıtlar bulunmasa da en yaygın inanış Kaldi adındanki çobanın Etiyopya(Habeşistan)'da kahveyi keşfettiği.

Kahve bitkisi

Kaldi adındaki çoban 8. yy ortalarında Habeşistan Kaffa'da yaşayan Khaldi adındaki bir çobanın bir çalıya ait kırmızı meyveleri yemesinin ardından hayvanlarının daha hareketli oldukları dikkatini çekmiş ve kendisi de bu meyveyi denemiştir. Verdiği hissi ve keyfi sevince diğerlerine de haber vermiş ve kahve bugünlere kadar gelmiş.

Yemenli Şeyh Şazili Şeyh Şazili 14. yüzyıl sonlarında Yemen’de yaşamış olması muhtemel bir Sufi Şeyhi’dir. Kahveyi ilk içtiği rivayet edilen kişilerden biridir. Anadolu’da kahve falı için kahve fincanı kapatılırken Şeyh Şazili ruhuna fatiha okunurmuş.

ez-Zebhani 16. yy  Arap yazarı Ceziri’ye göre kahve’yi ilk içen kişi ez-Zebhani olarak bilinen Yemenli Cemalleddin Ebu Abdullah Muhammed İbn Said’dir. Bir olay yüzünden Aden’i terkederek Etiyopya’ya giden Zebhani orada kahve içen insanlarla karşılaşmış; Aden’e döndüğünde hastalanmış ve aklına kahve içmek gelmiş. Kahve onu iyileştirmiş. Kahve’nin yorgunluk ve uyuşukluk giderme, canlılık ve dinçlik kazandırma özelliklerini keşfetmiş.

Süleyman Peygamber 16. yy rivayetlerine göre de kahveyi içen ilk kişi Süleyman'dır. Süleyman yolculukları sırasında uğradığı bir şehirde şehrin sakinlerinin bilinmeyen bir hastalığa yakalandığını görür ve Cebrail’in buyruğu üzerine Yemen’den gelen kahve çekirdeklerini kavurarak bundan hazırladığı içeceği hastalara verir. Bunu içen hastalar iyileşir. 

Öyle ya da böyle, kahve bir şekilde hayatlara girmiş ve bir daha da hiç çıkmamış. Öyle gözde olmuş ki bir zamanlar "Siyah İnci" diye anılmış, nadirliğine atıfta bulunmak için...
Muhtemelen Afrika'da başlayan kahve masalı önce Yemen, Mısır ve Arabistan'a, oradan da tüm dünyaya yayıldı. 

kahve toplayan bir adam resmi
Kahve, Avrupa’da özellikle Hollanda ve Fransa’da büyük önem kazanmış. Amsterdam uzun yıllar kahve ticaretinin başkenti olmuş. 

Moha Limanı'ndan kahve ithal eden bir Hollanda firması
Bugün Hollanda'da hepimizin sevgisini kazanan coffee shoplar işte taa o günlere dayanıyor aslında :)


Amsterdam'da bir coffee shop

Arap ülkeleri ve Osmanlı'nın ardından tüm Avrupa'da da kahvehaneler açılmış ve hızla yayılmış. Kahvehaneler önce elit kesimlerin, sonra halkın uğrak mekanları olmuş.

Avrupa'dan sonra Amerika'ya ulaşan kahve çekirdekleri orada da çok tutulmuş. Hatta ABD kahveyi milli içecek ilan etmiş. Bunun arkasında yatan sebepse İngiltere'nin çay için koyduğu çok yüksek vergileri protesto etmek ve halkı kahveye yönlendirmek.

Amerikalılar başta kahveyi suda saatlerce kaynatıp kapkara olunca içerlermiş, muhtemelen başka türlü pişirmeyi bilmediklerinden. Uzun süre kaynadığı için çok sert ve acı olan kahve tadı halk arasında çok da tutulmamış ki imdatlarına Starbucks yetişmiş. Amerikalıların damak tadına uygun kahve tarifleri hazırlayan şirket kahveleriyle önce Amerika'da sonra tüm dünyada yayılmış.

Türklerdeki kahve kültürü ise apayrı ve özel bir konu olduğu için ayrı bir yazım olacak o konuda, sunum objeleri, lezzet sırları ve sosyal hayattaki yeriyle ilgili. Bekleyiniz :)

Tüm dünyada içilen kahve petrolden sonra ikinci büyük ticaret aracı. Her yıl 400 milyar bardaktan fazla kahve tüketiliyor, inanılmaz! Ve sadece Brezilya'da 5 milyondan fazla kişi kahve bitkisinin yetiştirilmesinde ve hasadında çalışıyor. Bizler de tadını çıkarıyoruz.

Ama tabi hepimizin bildiği bir sır var, kahve bahane :)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

30 Ocak 2013 Çarşamba

Kahvenin Hikayesi




Şeytan kadar siyah,
Cehennem kadar sıcak,
Melek kadar saf,
Aşk kadar tatlı…


Böyle tarif etmiş zamanında kahveyi Charles Maurice Talleyrand



Kökeni Arapça “gahwah” kelimesinden gelen, anlamı “keyif veren içki”olan kahve, Avrupa’da café, caffe, koffie, coffee şeklinde kullanılıyor.

Kahve hikayesinin başlangıcıyla ilgili çeşitli hikayeler var. Hiçbiri için kesin kanıtlar bulunmasa da en yaygın inanış Kaldi adındanki çobanın Etiyopya(Habeşistan)'da kahveyi keşfettiği.

Kahve bitkisi

Kaldi adındaki çoban 8. yy ortalarında Habeşistan Kaffa'da yaşayan Khaldi adındaki bir çobanın bir çalıya ait kırmızı meyveleri yemesinin ardından hayvanlarının daha hareketli oldukları dikkatini çekmiş ve kendisi de bu meyveyi denemiştir. Verdiği hissi ve keyfi sevince diğerlerine de haber vermiş ve kahve bugünlere kadar gelmiş.

Yemenli Şeyh Şazili Şeyh Şazili 14. yüzyıl sonlarında Yemen’de yaşamış olması muhtemel bir Sufi Şeyhi’dir. Kahveyi ilk içtiği rivayet edilen kişilerden biridir. Anadolu’da kahve falı için kahve fincanı kapatılırken Şeyh Şazili ruhuna fatiha okunurmuş.

ez-Zebhani 16. yy  Arap yazarı Ceziri’ye göre kahve’yi ilk içen kişi ez-Zebhani olarak bilinen Yemenli Cemalleddin Ebu Abdullah Muhammed İbn Said’dir. Bir olay yüzünden Aden’i terkederek Etiyopya’ya giden Zebhani orada kahve içen insanlarla karşılaşmış; Aden’e döndüğünde hastalanmış ve aklına kahve içmek gelmiş. Kahve onu iyileştirmiş. Kahve’nin yorgunluk ve uyuşukluk giderme, canlılık ve dinçlik kazandırma özelliklerini keşfetmiş.

Süleyman Peygamber 16. yy rivayetlerine göre de kahveyi içen ilk kişi Süleyman'dır. Süleyman yolculukları sırasında uğradığı bir şehirde şehrin sakinlerinin bilinmeyen bir hastalığa yakalandığını görür ve Cebrail’in buyruğu üzerine Yemen’den gelen kahve çekirdeklerini kavurarak bundan hazırladığı içeceği hastalara verir. Bunu içen hastalar iyileşir. 

Öyle ya da böyle, kahve bir şekilde hayatlara girmiş ve bir daha da hiç çıkmamış. Öyle gözde olmuş ki bir zamanlar "Siyah İnci" diye anılmış, nadirliğine atıfta bulunmak için...
Muhtemelen Afrika'da başlayan kahve masalı önce Yemen, Mısır ve Arabistan'a, oradan da tüm dünyaya yayıldı. 

kahve toplayan bir adam resmi
Kahve, Avrupa’da özellikle Hollanda ve Fransa’da büyük önem kazanmış. Amsterdam uzun yıllar kahve ticaretinin başkenti olmuş. 

Moha Limanı'ndan kahve ithal eden bir Hollanda firması
Bugün Hollanda'da hepimizin sevgisini kazanan coffee shoplar işte taa o günlere dayanıyor aslında :)


Amsterdam'da bir coffee shop

Arap ülkeleri ve Osmanlı'nın ardından tüm Avrupa'da da kahvehaneler açılmış ve hızla yayılmış. Kahvehaneler önce elit kesimlerin, sonra halkın uğrak mekanları olmuş.

Avrupa'dan sonra Amerika'ya ulaşan kahve çekirdekleri orada da çok tutulmuş. Hatta ABD kahveyi milli içecek ilan etmiş. Bunun arkasında yatan sebepse İngiltere'nin çay için koyduğu çok yüksek vergileri protesto etmek ve halkı kahveye yönlendirmek.

Amerikalılar başta kahveyi suda saatlerce kaynatıp kapkara olunca içerlermiş, muhtemelen başka türlü pişirmeyi bilmediklerinden. Uzun süre kaynadığı için çok sert ve acı olan kahve tadı halk arasında çok da tutulmamış ki imdatlarına Starbucks yetişmiş. Amerikalıların damak tadına uygun kahve tarifleri hazırlayan şirket kahveleriyle önce Amerika'da sonra tüm dünyada yayılmış.

Türklerdeki kahve kültürü ise apayrı ve özel bir konu olduğu için ayrı bir yazım olacak o konuda, sunum objeleri, lezzet sırları ve sosyal hayattaki yeriyle ilgili. Bekleyiniz :)

Tüm dünyada içilen kahve petrolden sonra ikinci büyük ticaret aracı. Her yıl 400 milyar bardaktan fazla kahve tüketiliyor, inanılmaz! Ve sadece Brezilya'da 5 milyondan fazla kişi kahve bitkisinin yetiştirilmesinde ve hasadında çalışıyor. Bizler de tadını çıkarıyoruz.

Ama tabi hepimizin bildiği bir sır var, kahve bahane :)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder